Ona hoşçakal de...

 

Onu tanıyanlar için 438, feleğin çemberinden tersli yüzlü en az kırkar kez geçmiş olması neticesinde oldukça tecrübeli ve deneyimli bir bireydi.

Fakat hayat bir çoğumuza davrandığı gibi ona da en az bizim kadar acımasız davrandı. Önce Ankara, sonra İstanbul ve ardından tekrar Ankara... Final ise İzmir...

438'in geride bıraktığı yaşamında istisnasız tanıdığı herkes için mutlaka bir yol gösterici oldu. Küçük ya da büyük, gözle görülür şekilde önemli ya da değil. Her birimiz hayatımızın her aşamasında ondan mutlaka bir şey öğrendik ve o deneyimi hayatımızın geri kalanında kullandık / kullanıyoruz.

Herkesin onunla mükemmel derecede iyi, harika ve rüya gibi anılarının olmadığının da farkındayım ki buna biz de dahiliz. Şüphesiz ki 438'de bir azize değildi. Kırgınlıklarımız, küslüklerimiz, dargınlıklarımız oldu. Fakat hayatının İzmir'de yaşayan evresinde geçmişe oranla daha sakin, daha suskun, daha yorgun ve daha kırgın bir hayat geçirdiğine uzaktan şahit olduğumda onun; yıllar önce soğuk bir Ankara gününde ikimiz için de çok değerli bir arkadaşımızı donmuş toprağa verirken "yalnız ölmem inş" sözünü daha çok düşündüğünü tahmin ediyorum.

Yalnız ölmedi, ama en az, hepimiz kadar yalnızdı.

İyisiyle kötüsüyle onunla hemen hemen hepimizin biraz anısı var.

Kimimiz için gerçekten iyi bir arkadaş ve dosttu, kimimiz için sadece uzaktan görüp selamlaştığımız biri; bazılarımız içinse sadece ordan - burdan tanıdığımız bir birey... Ondan korkanlar bile vardı. 

Ama şimdi onun hatırasını yaşatmak için bir kaç bir şey karalama zamanı.

Seni tanıdığımız için kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Sensiz bir hayat gerçekten çok sıkıcı olacak.

Gökkuşağının tüm renkleri seninle olsun. Umarız buradan daha iyi bir yere gitmişsindir...

Yorumlarınızı aşağıdaki kutuya yazabilirsiniz. Anonim yorum yazma açık. İsim vermek zorunda değilsiniz.

Yorumlar

  1. Kar yağıyordu sanırım, Ankara'daydık kız.

    Ben yine hicran yaralarıma eşlik eden ve bitmek bilmeyen ergenlik çağımın son zamanlarında sana gelmiş ve mini bir sinir krizi geçirdikten sonra bilgisayarların başına geçmiştik. Sanırım sen Kaos'un web sitesine bir revizyon mu ne yapacaktın...

    Bana "şimdi oturup çalışacaksın ve hayatını kurtaracaksın" demiştin.
    Hayatımın bugünkü haline gelmesinde katkın var büyük abla.

    Özleneceksin bacım. :'(

    YanıtlaSil
  2. Mali'nin nedendir bilinmez göz ardı edilen çok önemli bir yönü vardır. Mali, Bear hareketini Türkiye'ye getiren çok önemli bir aktivisttir. Kimsenin ayı/bear kavramından haberdar olmadığı bir dönemde LGBT+ hareketine Bear kavramını sokmuştur. Maalesef bu durum başını da çok ağrıtmıştır aslında. Sırf ayı hareketi bir yerlere gelsin diye pek çok iyi, kötü ayıya evini, hayatını açmış pek çok kişinin aydınlanmasını sağlamıştır. Hatta Türkiye'de, daha LambdaIstanbul Aile Grubu kurulmadan önce (şimdiki LİSTAG) "Bilen Aile" adıyla ilk eşcinsel aileleri bir araya getirme toplantısı yapmıştır. Bunların çok çok ötesinde Mali çok iyi bir dosttu benim için, komikti, neşeliydi, zekiydi ve çok sosyaldi. Camiadan iş aradaşı olabilecek kadar güveneceğim neredeyse bir kaç kişiden biriydi. Küçücük bedeninde çok yükü vardı en kötüsü de sağlığıydı. O da zaten yapacağını diğerleri gibi yaptı. Mekanı cennet olsun, Allah gani gani rahmet etsin inşallah. Göksel kardeşimin yanındadır şimdi, bize bakıp bunlardan adam olmaz diyordur. :)) Güle güle sevgili kırmızı, yüksek topluk ayakkabılı güzel dostum, seni hiç unutmayacağım...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder